DİĞER
“Gelebilecek bütün itirazları göğüsleyerek son modernist öldü diyebiliriz; sinemayı öldüren adam öldü diyebiliriz... Ama Godard’ı ‘sinemacı’ olarak nitelendirmek insafsızlık ve eksiklik olur. Godard bize yeni bir bilinç, görsellik ve ifade getirdi. 20. yüzyıl bilincini onsuz düşünmek olanaksızdır.”
K24'te Temmuz ayının son vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Cemal Süreya’nın poetik tavrında, ‘60’ların ortasında, bir değişim meydana gelir. Süreya sanki bir durum değerlendirmesi yapmış gibidir. Ayrıştırıcı polemik ve kavga terk edilir ve onun yerine, gerek ‘günümüz şiiri’ denen olguyu yerli yerine koyma, gerekse geçmişte eleştirilen şiiri, şairi yeniden tanımlama, yani poetikayı yeniden inşa etme tavrı ön plana çıkar."
"Şevket Süreyya Aydemir’in bir özelliği, çok canlı karakter tahlilleri yapabilmesi ve bu çerçevede söz konusu dönemin bazı şahsiyetlerinin aslında her dönem karşımıza çıkan benzerlerini hatırlatmasıdır."
"Onarıcı bir deneyim olabilir kadınların buluşması, tıpkı Ferrante ile Abramović gibi, kendi sözcüklerini, deneyimlerini sunduğunda kadınlar birbirine, en çok da sorularını, çatlaklarından sızanları. Hisleri karşılıklı olarak söze, imgeye, sembole dökebileceğimiz arkadaşlar lazım. Bence bunu fal bakarak da yapabilirler, resimle ya da şiirle de."
"Aksu Bora da tıpkı Virginia Woolf ile Le Guin’in karakter, roman ve yazarlıktan bahsederken kaçınılmaz olarak sorduğu o soruya dönüyor yine: Peki, bütün bunları yaparken, yazarken, bir karakteri kovalarken bir kadın olmak nasıl bir şeydir? Yazarken, okurken ya da herhangi başka bir şeyi yaparken bir kadının çevresiyle, dünyayla ilişkisi nasıldır?"
“Erkek egemenliğinin yapıları çok sağlamdır zaten, o yüzden feminist mücadele bu kadar zorludur. Öte yandan feminizmin yapabildiklerini görünce, surda gedik(ler) açmanın zevkine varabilirsiniz! İradenin iyimserliği bu değilse nedir?”
"hooks’un kişisel deneyimleriyle teorik bilgileri harmanlayan kitapları, feminist yöntemle yazmanın önemli örnekleridir. Yine pek çok feminist gibi, bir mecra olarak yazıyla yetinmedi, birçok belgeselde konuştu. Çağdaşı pek çok feminist gibi, farklı alanlarla ilgilendi, farklı alanlarla ilgili yazdı. Bu terimlerle ifade etmese de, popüler kültürün patriyarkanın ideolojik aygıtlarından biri olduğunun farkındaydı."
"Hemşireliğin ideolojileştirilmesinde öne çıkan ihtimam ve kutsiyet, meslekî pratiklerin ve hiyerarşilerin cinsiyetlere göre yeniden üretiminde rol oynuyor. Meslekler egemen cinsiyet normlarına göre tanzim edilirken, edebiyat da bu kurgunun doğallaştırılmasına ve tahkim edilmesine hizmet ediyor."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Selahattin Yusuf’un anlatısı, Trabzon'un kadim yüksek yaylalarından birini mekân seçiyor ve o mekânın aynı zenginlikteki diliyle konuşuyor. Biz başkayerlilerin karşısına, boğucu olmamayı, ancak yeterli yabancılık ve gıpta duygusunu vermeyi başaran sayısız yerel sözcük çıkarıyor roman."
“Weeks’e göre çalışma sorunu her ne kadar ‘sınıfa’ içsel olsa da, sınıfı çapraz kesen kategoriler varsayar. Böylece proletaryanın ötesine uzanan aktörleri kapsayabilir. Yani çalışma sorunu ‘sınıf mücadelesinin alanını genişletme’ ve karşılıklı bağımlılığı görünür hale getirme potansiyeli taşır.”
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık